Türk borçlar kanunun 299. maddesi kira sözleşmesini, ”Kiraya verenin, bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” cümlesi ile tanımlanır. Bu tanım ile kira kontratı artık ev sahibi ile kiracı arasında bir senet işlemi görmektedir. Kira sözleşmesi, mal sahibi ile kiracı arasındaki şartların yanı sıra kiralanan mal içinde genel şartları da belirler. Kiraz sözleşmesi iki tarafı da bağlamakta ve sadece karşılıklı anlaşarak feshedilir. Anlaşmama durumunda da mahkeme yoluna gidilir. Peki, kira sözleşmesi taraflar için nasıl yükümlülükler doğurur? İşte burada verilecek yanıtlar, yazımızın başlığında sorduğumuz soruya da yanıt olmaktadır.

İçindekiler

  1. Kira Sözleşmesinin Taraflar İçin Doğurduğu Yükümlülükler

1.Kira Sözleşmesinin Taraflar İçin Doğurduğu Yükümlülükler

Sözleşmenin iki tarafı vardır: Bunlar, kiraya veren ve kiracıdan oluşmaktadır. Kiraya veren ve kiracı, aralarında bir kira sözleşmesi akdederek bu sıfatlara sahip olurlar. Kiraya veren, kira sözleşmesi gereğince, kira konusu daireyi ya da işyerini usulüne uygun olarak kiracıya teslim etmek ve kira süresi boyunca kullanıma elverişli biçimde bulundurmakla yükümlüdür. Kiracı ise, bunun karşılığında bir kira bedeli ödemekle borçlanır. Bu borçlar, temel borçlar olup, kira sözleşmesinin doğurduğu yükümlülükler bunlarla sınırlı değildir.

Kira sözleşmesi, kiracı için şöyle bir yükümlülük de doğurmaktadır: Kiracı, kiraya verenin sonraki kiralamalar için zorunlu olduğu durumlarda, kiralanan taşınmazın üçüncü kişiler tarafından gösterilmesine razı olmaya mecburdur. Fakat bunun için ilk şart, kiraya verenin bu isteminin zorunlu olmasıdır. Örneğin, yeni bir kiracı arayan kiraya veren, kiracı adayının daireyi görmek istemesi durumunda bir zorunluluk altına girmiş sayılmalı ve kiracı buna katlanmakla yükümlü olarak kabul edilmelidir. İkinci şart, kiraya verenin söz konusu göstermeyi yer ve zaman olarak kiracıya bildirmiş olması gerekir. Yani, kiraya veren beraberinde üçüncü kişilerle beraber tabiri caizse çat kapı gelerek dairenin gösterilmesini isteme hakkına sahibi değildir. Bu durum, kiracının kiracılık hakkını ihlal edeceğinden, aksine hareket edilirse, kiracının haksız fiil tazminatı isteme hakkı doğacaktır.

Kiracı, ev sahibine ait daireyi görmek isteyen üçüncü kişilere daireyi göstermek zorundadır. Buna karşılık ev sahibi de kiracının özel hayatını düşünerek hareket etmeli, kiracı ve ev sahibi arasında anlaşılan saatlerde evi üçüncü kişilere göstermelidir. Böylece karşılıklı olarak sorumluluklar sağlıklı bir şekilde yerine getirilmiş olur.

kiracı ve ev sahibi